Şimdiye kadar o kadar
çok şey gördük ki…
Suriye iç savaşı 2011 yılında başladı. Beşar Esad’ı devirmek
isteyen grupların arasında, İslamcı, yeni bir devlet ya da özerk bölge isteyen;
Kürt, Türkmen, Dürzi ve Süryanilerinde olduğu gruplar ve emperyalist
devletlerin orta doğuda güç kazanmak ve savaşın etkisiyle orta doğu ülkelerinin
zenginliklerini sömürmek amacıyla çok çeşitli grup ve cephelerin olduğu, dallı
budaklı bir savaş bu.
Savaşın başladığı 2011 yılında Suriye’nin resmi nüfusu 21,2
milyondu. Bugün net olmasa da Suriye’nin nüfusu 18 milyon. Savaşın başladığı
yıldan bu güne kadar Suriye, nüfusunun yüzde 15’ini kaybetti; kaybetti derken
aslında kaçırdı demeliyiz.
Nasıl mı?
Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü (UNHCR)’nün verilerine göre,
Türkiye’de bulunan 3,9 milyon mültecinin 3,6 milyonu Suriyeli. Bu rakamlara
göre Suriye’nin nüfusundaki düşüşle Türkiye’deki mülteci artışı paralel.
Mülteciler
Derneği’nin Temmuz verileri bir hayli dikkat çekici.
Türkiye de mülteci olarak kayıtlı olan 10 yaşın altındaki
Suriyeli sayısı 1 milyon 26 bin 756 kişi. Yani Suriyeli mültecilerin %28,08’i
10 yaşın altında. Genç nüfus olarak tanımlanan 15-24 yaş aralığında ise 819 bin
60 kişi bulunuyor. Bu da bütün Suriyeli mültecilerin %22,56’sı demek. Suriyelilerin
yaş ortalaması ise 22,5.
Derneğin verilerine göre İstanbul da yaşayan 547 binin
üstünde Suriyeli var. Bu demek oluyor ki, İstanbul da yaşayan her 28 kişiden
biri Suriyeli. Bu da demek oluyor ki, zaten çokta sağlam olmayan İstanbul’un
demografik yapısı tamamen bozulmaya hazır.
Aynı zamanda…
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV)’ın
Türkiye Odalar Ve Borsalar Birliği (TOBB)’nin verilerine dayanarak hazırladığı ve 2010 – 2017 yılları arasını kapsayan raporda, 6 bin 589 Suriye sermayeli şirketin kurulduğu belirtildi. Bu yılın Haziran ayında ise Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, en az bir ortağı
Suriye uyruklu olan şirket sayısının 15 bin 159 olduğunu açıklamıştı. Şirket sayısındaki
artış yok sayılamayacak kadar büyük. Bu işletmelerde Suriyeliler 100 binin
üstünde kişiye istihdam sağlıyor
Asıl mesele çok ince.
Siyasi iktidarın mülteciler hakkında uyguladığı politikaların hafifliği, ağır sonuçlarıyla ortada. Büyüyen bir Suriye düşmanlığı ve mültecilerin
geri gönderilmesi için halk içinde oluşan büyük taleb. “Suriyeli istemiyoruz”
diye haykıran insanlara cevap olarak İstanbul da Suriyelilerin ve onları
destekleyen insanların miting yapması... Ve bütün bunlara karşın iktidarın elle
tutulur bir politikasının olmaması ve yaşananlardan ötürü, yaşanabilecekleri
hesap etmeden bir takım işlere girişmesini belki de Suriyelilerin kurduğu şirketlere
ve sağladıkları istihdama bağlayabilir miyiz?
Bu kadar düşmedik mi? Belki de sürünme pozisyonunda,
tellerin altından geçiyoruzdur.

Yorumlar
Yorum Gönder