HAVAYA GİRMEK İÇİN KAÇ OY LAZIM EFENDİM?




“Kimsenin 13-14 bin oyla kazandım havasına girmeye hakkı yoktur.”

Bu sözler Cumhurbaşkanlığı seçimi zamanın da “50+1 neyse odur” diyerek demokrasiyi işaret eden sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait. Sayın Erdoğan, İstanbul’da Binali Yıldırım’ı az bir farkla geçerek seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu’na mesajını bu şekilde veriyor. Sayın Erdoğan böyle söyleyince insanın aklına “havaya girmek için kaç oy lazım efendim” sorusu da gelmiyor değil.

Örneğin…

Giresun da AKP’li Aytekin Şenlikoğlu sadece 280 oy farkla havaya girdi ve dün mazbatasını aldı.

Muş da ise AKP’li Feyat Asya 538 oy farkla gayet havalı görünüyor. HDP’nin itirazını YSK’nın reddetmesiyle havasına hava kattı bile.

Zonguldak da ise yine havalı bir AKP’li göze çarpıyor. Ömer Selim Alan, 1973 oy farkla CHP’li rakibini havasında boğmuş gibi.

Uşak da ise AKP’li Mehmet Çakın 1762 oya güvenerek havasını atabiliyor.

Yozgat da AKP’li Celal Köse’de 2165 oy farkla havasını atıyor. Üstelik mazbatasını alalı 5 gün oldu.

Aksaray da AKP’li Evren Dinçer 1238 oyla…

Afyonkarahisar da AKP’li Mehmet Zeybek 4.150 oyla…

Balıkesir de AKP’li Yücel Yılmaz 10.057 oyla…

Aslında mesele 3 bin, 5 bin ya da 13-14 bin oy farkı değil; mesele demokrasi meselesi.

Fakat sayın Erdoğan İstanbul’u kaybetmeyi hazmedemiyor olsa gerek ki böyle bir söz söylüyor. Hazmedemeyenler arasında İstanbul AKP il temsilcileri de var. Sürekli YSK’ya itirazlarda bulunup sandıkların yeniden sayımını istiyorlar. Bunun anlamı asla oyların yeniden sayımı değil; seçimi şaibeli hale getirerek seçimin iptali ve yeni bir seçim yapılması. Yoksa “sandık darbesi” diye saçma bir iddia ortaya atılmaz hatta buna bu kadar inanılmış gibi de yapılmazdı.

Oysaki oranları bozan yıl 2014

Geçersiz oyların yeniden sayılması ise başlı başına bir olay. 300 bin kadar geçersiz oyun olması AKP cenahına bir umut vermeli ki İmamoğlu ile Yıldırım’ın arasındaki farkı, geçersiz oyları geçerli hale getirerek kapatabileceklerini sanıyorlar. Buna gerekçe olsun diye ise “300 bin geçersiz oy olur mu hiç, bunda bir iş var” diyerek işe girişiyorlar.

Halbuki…

2004 yerel seçimlerinde İstanbul da 4 milyon 769 bin 21 oy kullanılmış, bunların 194 bin 800’ü geçersiz sayılmıştı. Bu rakamların birbirine oranı ise yüzde 3,9.

2009 yerel seçimlerinde ise 7 milyon 188 bin 809 oy kullanılmış, bunların 252 bin 253’ü geçersiz sayılmıştı. Bu rakamların birbirine oranı ise yüzde 3,5.

2014 yerel seçimlerinde yine İstanbul da kullanılan oy sayısı 8 milyon 922 bin 970. Geçersiz oy sayısı ise 422 bin 667. Bu rakamların birbirine oranı ise yüzde 4,7.

Ve 2019 yerel seçimlerine gelindiğinde kullanılan oy sayısı 8 milyon 866 bin 614. Geçersiz oy sayısı ise 319 bin 940. Bu rakamların oranı ise yüzde 3,6.

Kullanılan oyların geçersiz oylara oranı 2004 de 3,9, 2009 da 3,5, 2014 de 4,7, ve 2019 da 3,6 olması mantık çerçevesine oturtulduğunda bizlere bir şeyler söylüyor olmalı. 2004, 2009 ve 2019 da belli bir benzerlik varken 2014 seçimlerinde benzerlik bozulmuş ve rakam 4,7 olmuş. Bu geçersiz oyların diğer yıllara göre daha çok olduğunu ifade ediyor. Yani ortalamayı 2014 yılındaki yerel seçim bozuyor. Fakat, AKP’li isimler yıllara göre baktığımızda her zamanki benzer orana denk düşen ve 319 bin 940 olan geçersiz oyu kabul etmeyerek 2014 de olduğu gibi oyları kendi lehlerine çevirmeye çabalıyorlar. Ancak Ekrem İmamoğlu’nun, uzun yıllar sonra İstanbul’u kazanmış olmakla taze bir kana kavuşmuş CHP’nin ve “milli irade” sahibi milletin buna izin vermeyeceği çok açık.


Son söz Stanley Milgram’dan;

Sorumluluk duygusunun ortadan kalkması, otoriteye boyun eğmenin en önemli sonucudur.


Yorumlar