Günlerden Cuma…
Dışarıda iç yakan bir sela sesi var. Hava, göz kamaştıran
bir güneşe emanet. Ne zamandır beklediğim o kararı verdim sayılırım. Yeni bir
başlangıç belki de bunun adı. Birçok atasözüyle anlatılabilir ama ben hiç
benzetmeden söylemek istiyorum: yeni bir zamana girmek, yeni bir hayatı
kucaklamak.
Bazı şeylerin kararını verebilmek için çok yorulmak
gerekiyor. Bazen halsiz bazen çaresiz ve zorunda olmak. Ben bu üç seçeneğe de
aynı anda rastladım ve değişim benim için kaçınılmaz oldu.
Dünyaya bakış açımı hepten değiştirecektim. Evimi,
arkadaşlarımı, kitaplarımı, hayallerimi ve yalnızlığımı…
Korkular nedense en güçlü anlarınızda gelir ve bulur sizi.
Bunun nedeni belki yıldırmaktır belki de heveslerinizi kursağınızda bırakmak.
Benim kursağım heveslerimle doldu artık ve ben bunca hesaplı tutarsızlığı bir
kenara bırakıp, hesapsız bir hayatı kucaklamalıyım.
Değişmek…
Başlamak…
Ve devam etmek…
İşte bu üçlüyü en iyi dost ediniyorum bundan sonra. Yılıp
küsmek değil, değişmek, başlamak ve devam etmek benim haritamın adı.
Yolculuğumda iki tanede yoldaş alıyorum yanıma: kalem ve kağıt.
Gözümün önünde uçsuz bir diyar var. Yeşillikler içinde ve
güneş gökyüzünde her daim. Ben ise bir başıma, haritam ve yoldaşlarım ile
beraber yürüyorum. Anlamsız hiçbir şeye yormuyorum bu halimi. Anlam yaratmaya
ter akıtıyorum. Yüreğimin içinde sakladığım bir avuç sevgiyi de bu yolda feda
etmeye, gerekirse heba etmeye de cesaretim var.
Şimdi ben yoluma çıkıyorum. Ardımda neyim var neyim yok
bilmeden ve umursamadan. Aklımda ve yüreğimde biriktirdiklerim ile yetinerek
çıkıyorum.
Yorgunluklarımı bırakıyorum…
Ve bel ağrımı…
Ve diz ağrımı…
Ve yılmışlıklarımı bırakıyorum.
Terk ediyorum artık çaresiz ve küskün hallerimi. O gelmez,
beni bulmaz umudu yırtarak…
Ne kadar yaşanmış çocukluğum ve delikanlılığım varsa…
Heybemde güzellikler ve bir yumruk sıkışı kadar inançla…
Çıkıyorum işte yoluma. Uzun ve ışıklı yolumda, yeni bir
zamana girmek, yeni bir hayatı kucaklamak üzere.
Yorumlar
Yorum Gönder