Gazeteci her şeyi tüm gerçekliğiyle haber yapar mı?
Bu soru üzerine çıkan tartışmada ''uluslararası medya'' dersindeydik. Göktürk Yıldız hocamızın sorduğu bu soru sınıfı -hatta ben ve başka bir arkadaşımı- ikiye ayırdı. Arkadaşım her şeyin tüm gerçekliğiyle haber yapılması gerektiğini söylerken, ben tam tersini söylüyordum. Küçük bir tartışmadan sonra hocamız araya girdi ve tartışma dersin devamıyla sona erdi.
Her şeyin tüm gerçekliğiyle haber yapılması gerektiğini söyleyen arkadaşımın, basının özgür ve sansür edilemez oluşundan aynı zamanda gazetecilik heyecanıyla düşündüğünden dolayı olduğunu sanıyorum. Çünkü medya ya da daha dar anlamda söylemek gerekirse gazetecilik mesleği yaptığı işlerle topluma mal oluşu ve etkisi oldukça yüksel bir alan. Bu yüzden yapılan her işin toplumda nasıl bir tepki oluşturacağını hesap etmekte yine gazetecinin görevidir.
Benim bu kanıya varmamda ki en önemli etken aslında yabancı bir İnternet dizisi. ''Hard Sun'' isimli bu dizide bir cinayetten sonra polislerin eline geçen bir flaş bellek ve onun içindeki gizli bilgilerin polisler tarafından bir gazetecinin yardımıyla yayınlanmasını konu alıyor. Dünyanın sonunun yaklaştığını anlatan bilgileri öğrenen kamu oyunda bazı etkiler oluşuyor. ''Madem dünyanın sonu geliyor o halde bende öcümü almadan ölmem'' diye düşünen insanlar tarafından birçok cinayet işleniyor, toplumda korku ve kaos oluşuyor.
Filmin ana teması dünyanın sonunun yaklaştığı ve bu süreçte yaşananlar üzerine kurulu.
Benimde sınıfta ''gazetecinin her şeyi tüm gerçekliğiyle haber yapması gerektiğini'' söyleyen arkadaşıma karşı gelmemin sebebi aslında buydu.
Tabi ki gazeteci özgürce ve asla sansür edilmeden işini yapabilmeli. Ancak bu her şey için geçerli olmamalı. Gazeteci kendini ve işini ölçmeli. Bu durum asla sansür ve kısıtlama sayılamaz. Gazeteci haberinin gerçekçiliğiyle beraber etkilerini hesap edebilmeli, haberinin nelere mal olabileceğini çok iyi düşünmelidir. Gazetecinin görevi sadece halkı bilgilendirmek olmadığı gibi halkı söylemlerden ve basının negatif etkisinden de korumalıdır. Bunu yapmak yapılacak haberi iyi analiz etmekten geçiyor.
Bir doğruyu söylemek birçok yanlışa sebep olacaksa bu doğrunun bekletilmesi-bir süre söylenmemesi daha doğru olur.
Bu soru üzerine çıkan tartışmada ''uluslararası medya'' dersindeydik. Göktürk Yıldız hocamızın sorduğu bu soru sınıfı -hatta ben ve başka bir arkadaşımı- ikiye ayırdı. Arkadaşım her şeyin tüm gerçekliğiyle haber yapılması gerektiğini söylerken, ben tam tersini söylüyordum. Küçük bir tartışmadan sonra hocamız araya girdi ve tartışma dersin devamıyla sona erdi.
Her şeyin tüm gerçekliğiyle haber yapılması gerektiğini söyleyen arkadaşımın, basının özgür ve sansür edilemez oluşundan aynı zamanda gazetecilik heyecanıyla düşündüğünden dolayı olduğunu sanıyorum. Çünkü medya ya da daha dar anlamda söylemek gerekirse gazetecilik mesleği yaptığı işlerle topluma mal oluşu ve etkisi oldukça yüksel bir alan. Bu yüzden yapılan her işin toplumda nasıl bir tepki oluşturacağını hesap etmekte yine gazetecinin görevidir.
Benim bu kanıya varmamda ki en önemli etken aslında yabancı bir İnternet dizisi. ''Hard Sun'' isimli bu dizide bir cinayetten sonra polislerin eline geçen bir flaş bellek ve onun içindeki gizli bilgilerin polisler tarafından bir gazetecinin yardımıyla yayınlanmasını konu alıyor. Dünyanın sonunun yaklaştığını anlatan bilgileri öğrenen kamu oyunda bazı etkiler oluşuyor. ''Madem dünyanın sonu geliyor o halde bende öcümü almadan ölmem'' diye düşünen insanlar tarafından birçok cinayet işleniyor, toplumda korku ve kaos oluşuyor.
Filmin ana teması dünyanın sonunun yaklaştığı ve bu süreçte yaşananlar üzerine kurulu.
Benimde sınıfta ''gazetecinin her şeyi tüm gerçekliğiyle haber yapması gerektiğini'' söyleyen arkadaşıma karşı gelmemin sebebi aslında buydu.
Tabi ki gazeteci özgürce ve asla sansür edilmeden işini yapabilmeli. Ancak bu her şey için geçerli olmamalı. Gazeteci kendini ve işini ölçmeli. Bu durum asla sansür ve kısıtlama sayılamaz. Gazeteci haberinin gerçekçiliğiyle beraber etkilerini hesap edebilmeli, haberinin nelere mal olabileceğini çok iyi düşünmelidir. Gazetecinin görevi sadece halkı bilgilendirmek olmadığı gibi halkı söylemlerden ve basının negatif etkisinden de korumalıdır. Bunu yapmak yapılacak haberi iyi analiz etmekten geçiyor.
Bir doğruyu söylemek birçok yanlışa sebep olacaksa bu doğrunun bekletilmesi-bir süre söylenmemesi daha doğru olur.
Yorumlar
Yorum Gönder