Şiirler kalem uçlarıyla kazınıp kağıtlara yazılan hayatlardır kanımca. Acıların ve nasıl gülünüp ağlanacağın tarifidir şiirler. Aşkın, özgürlüğün, çocukluğun en güzel halidir...
Nereye çevirsem başımı bir şiir yeşerir aklımda. Ve bir şiir içimde yankılanırken, dudaklarım benden habersiz mırıldanır. Ayakları çamura bulanmış çocukları görürüm şiirlerde. Gözyaşları hiç silinmemiş kadınların hayat dolu ama yorgun gözlerini düşünürüm şiirlerde.
Bir babanın düştüğü durum başka nasıl anlatılır ki gözyaşı ve şiirden başka...
Bir savaşı kazanmak için kurşun eritmenin yeterli olacağını anlatır Nazım.
Ve Füruğ'yu anlamak bütün kadınları anlamak gibidir bazen.
Yeni nesil dergilerin kapaklarında resmedilen Nilgün...
En sevdiğim ve hiç sevmediğim şiir olan 'Bir adın kalmalı geriye' mesela.
Hayatın içinden ne kadar çok şey kazınırsa o kadar şiir yetişir topraktan. 'İliklerine kadar hissetmek' der bazıları... Evet, iliklerine kadar hissetmek gerek ki hayatı, şiir olabilsin.
'Hırpalanmış yerlerinden öperim çocuk' der, Nazım Hikmet.
'Kadınlar susarak gider' der, Cemal Süreyya.
'Dünyayı güzellik kurtaracak' der, Zülfü Livaneli.
Ve 'Aşkın yüzü yeryüzü oluncaya dek' der, Adnan Yücel.
En güzel yerinden koparılmış şeyler gibidir şiirler. Hayatın mesela ya da aşkın, yaprağın veyahut daha olgunlaşmamış ham bir meyvenin. Kazıla kazıla yazılır şiirler kağıtlara. Eğer ki şiirse yazılan göz yaşı gibi akar kalemin ucundan...
Her köşesinden şiir fışkırır dünyanın, fakat bizler göremeyiz onları. Çok büyük üstünlükleri yoktur şairlerin ama, bir tek onların gözü görür şiirleri. Biraz çocuk olmak gerekir her yaşta. Ve mutlaka aklı kadar deli olmalı ki insan şiir yetiştirebilsin kendine ve başkalarına dair. Ve asla bencil olamaz şiiri bilen. Olmamalı. Her an insan kalmalı ki şiiri seven dünyayı da sevmeyi bilsin. Var olmayı anlamak şiiri anlamaktan zor değil mesela. Biraz felsefe biraz tarih biraz aşk yetecektir şiir olmaya.
Ve bütün şiirler bir gün tohum dökecek kurumuş toprağa. Aşk yetişecek sonra. Sevgi yetişecek. İnsanlık doğar belki yeniden. Güneş mutlaka daha çok ısıtacak bizi. En çokta yüreğini hissedecek her insan.
Hele ki umut yetişti mi bir gün, şiir olacak mutlaka her insan ve şiir kokacak hava.
Nereye çevirsem başımı bir şiir yeşerir aklımda. Ve bir şiir içimde yankılanırken, dudaklarım benden habersiz mırıldanır. Ayakları çamura bulanmış çocukları görürüm şiirlerde. Gözyaşları hiç silinmemiş kadınların hayat dolu ama yorgun gözlerini düşünürüm şiirlerde.
Bir babanın düştüğü durum başka nasıl anlatılır ki gözyaşı ve şiirden başka...
Bir savaşı kazanmak için kurşun eritmenin yeterli olacağını anlatır Nazım.
Ve Füruğ'yu anlamak bütün kadınları anlamak gibidir bazen.
Yeni nesil dergilerin kapaklarında resmedilen Nilgün...
En sevdiğim ve hiç sevmediğim şiir olan 'Bir adın kalmalı geriye' mesela.
Hayatın içinden ne kadar çok şey kazınırsa o kadar şiir yetişir topraktan. 'İliklerine kadar hissetmek' der bazıları... Evet, iliklerine kadar hissetmek gerek ki hayatı, şiir olabilsin.
'Hırpalanmış yerlerinden öperim çocuk' der, Nazım Hikmet.
'Kadınlar susarak gider' der, Cemal Süreyya.
'Dünyayı güzellik kurtaracak' der, Zülfü Livaneli.
Ve 'Aşkın yüzü yeryüzü oluncaya dek' der, Adnan Yücel.
En güzel yerinden koparılmış şeyler gibidir şiirler. Hayatın mesela ya da aşkın, yaprağın veyahut daha olgunlaşmamış ham bir meyvenin. Kazıla kazıla yazılır şiirler kağıtlara. Eğer ki şiirse yazılan göz yaşı gibi akar kalemin ucundan...
Her köşesinden şiir fışkırır dünyanın, fakat bizler göremeyiz onları. Çok büyük üstünlükleri yoktur şairlerin ama, bir tek onların gözü görür şiirleri. Biraz çocuk olmak gerekir her yaşta. Ve mutlaka aklı kadar deli olmalı ki insan şiir yetiştirebilsin kendine ve başkalarına dair. Ve asla bencil olamaz şiiri bilen. Olmamalı. Her an insan kalmalı ki şiiri seven dünyayı da sevmeyi bilsin. Var olmayı anlamak şiiri anlamaktan zor değil mesela. Biraz felsefe biraz tarih biraz aşk yetecektir şiir olmaya.
Ve bütün şiirler bir gün tohum dökecek kurumuş toprağa. Aşk yetişecek sonra. Sevgi yetişecek. İnsanlık doğar belki yeniden. Güneş mutlaka daha çok ısıtacak bizi. En çokta yüreğini hissedecek her insan.
Hele ki umut yetişti mi bir gün, şiir olacak mutlaka her insan ve şiir kokacak hava.
Güzel tarif etmişsin üstat
YanıtlaSil