Yıl 2004.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik.
Liselere Giriş Sınavı (LGS) yerine, Ortaöğretim Kurumları
Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS) kullanılmaya başlandı.
Yıl 2007.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik.
Ortaöğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS), 6.
7. ve 8. sınıfların sonunda girilen Seviye Belirleme Sınavı (SBS) olarak
değiştirildi.
Yıl 2010.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu.
Seviye Belirleme Sınavı (SBS), 8. Sınıfın sonunda girilen
tek sınav olarak yeniden değiştirildi.
Yıl 2010.
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Yusuf Ziya Özcan.
Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS), Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ve Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) olarak değiştirildi.
Yıl 2012.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer.
İlköğretimdeki kesintisiz 8 yıllık eğitim sistemini 4+4+4
olarak değiştirildi.
Yıl 2013.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı.
Seviye Belirleme Sınavı (SBS) yerine, TEOG kısaltmasıyla
Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi getirildi.
Yıl 2017.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı özel bir haber kanalında ‘ben
TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG’un
kaldırılması lazım’ dedi. Bakanlık hemen kolları sıvadı ve TEOG yerine 3 çember
sistemi devreye sokuldu.
Yıl 2018.
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Yekta Saraç.
Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ve Lisans Yerleştirme
Sınavı(LYS) yerine yeni bir sistem olarak Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS)
getirildi.
Temel Yeterlilik Testi (TYT) ve Alan Yeterlilik Testi (AYT)
olarak iki farklı oturumda olacak olan sınavın soru sayıları değişecek. Hatta dil sınavına
İngilizce, Fransızca ve Almanca’nın yanına ek olarak Rusça ve Arapça’da eklenecek. Sınav esnasında teneffüs yerine geçecek molalar olacak.
Peki neden her sene yeni bir sistem, yeni bir eğitim
anlayışı beliriyor? MEB’in ya da YÖK’ün başına gelen hemen yeni bir sistem
bulup düzeni baştan kuruyor. Yıllardır oturtulamamış eğitim sistemi ve
modelleri ne kadar doğru?
Sınav sistemleri değişiyor. İsimleri değişiyor. Soru
sayıları değişiyor. Sınava giriş şekilleri değişiyor ama aslında hiçbir şey
değişmiyor. Sınavın şekliyle, adıyla ya da soru sayısıyla oynayarak başarı elde
edilemediği, yıllardır kazandığımız tecrübelerden belli.
Hâlbuki, sınavlar yerine okullar ve okulların nitelikleriyle
uğraşılsa. Öğretmenler ve öğrencilere, okulları içerisinde yatırım yapılsa.
Müfredat sadece sınavı geçmek için değil, hayatın devamı içinde gerekli
bilgileri barındırıyor olsa. Okulların sadece beton bir bina değil, bilgi
yuvaları ve geleceğin nesillerini barındıran yapılar olduğu anlaşılsa. Bir
düşünceye hizmet etmek için değil, gelecek dünyaya sarılabilecek bir neslin
yetişmesi için öğrenciler yetiştirilse.
Fakat, siyaset bu kadar keskin ve düşmanca yapılırken. İnsanlar
aynı ülkenin kimliğini taşırken bile bu kadar ayrışmışken. Diplomasi mahalle
ağır abiliği hallerine kadar inmişken. İnsan kalabilmek için bile koca bir
savaş vermek lazım gelirken, bizim eğitim sisteminden koşuşmamız boşa kürek
sallamaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder